13 Şubat 2014 Perşembe

Tahkim

TAHKİM

Hakkına tecavüz edilen kişinin (davacının), hakkının tanınması  için, ancak

devletin mahkemelerine başvurabilir. Bunun tek istisnası  tahkim

müessesesidir.

Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın  anlaşarak, bu

uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişilere bırakmalarına ve  uyuşmazlığın bu

özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim  denir.

Uyuşmazlığın çözümlenmesi kendilerine bırakılan bu özel kişilere de  hakem

denir. Hakemler o uyuşmazlık bakımından sanki mahkeme olmuştur.  Hakemlere,

hakem mahkemesi de denir.

İhtiyari tahkim: Burada taraflar bir  davanın çözümlenmesi için hakeme

başvurmaya mecbur değildirler. Dava normal  olarak mahkemelerde görülür.

Ancak taraflar anlaşarak bir davayı tayin  edecekleri hakemlere

götürebilirler.

Mecburi tahkim: bazı hallerde bir  uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme

başvurmak mecburidir. Taraflar devlet  mahkemelerinde dava açamazlar.

Tahkim sadece, çekişmeli yargıya giren hukuk  uyuşmazlıkları hakkında

mümkündür. Cezai veya idari yargıda tahkim caiz  değildir.

İhtiyari tahkim sözleşmeye dayanır. Buda başlıca iki ayrı  sözleşmeden

ibarettir.

1.tahkim sözleşmesi: bununla taraflar aralarındaki  bir uyuşmazlığın

çözümlenmesi için tahkim yoluna yani hekeme başvurmayı  kararlaştırırlar. Bu

sözleşmenin tarafları bizzat uyuşmazlığın  taraflarıdır.

2.hakem sözleşmesi: bu sözleşme, taraflar ile hakemler arasında  yapılır.

Bununla taraflar aralarındaki uyuşmazlığın hakemlerce çözümlenmesini  teklif,

hakemler de hakem olarak o uyuşmazlığa bakmayı kabul  ederler.

Hakem-bilirkişiler, hakemlerden tamamen farklı kişilerdir. Hakem  tıpkı hakim

gibi vakıaları kanun veya tarafların kararlaştırdıkları norm  çerçevesinde

icra ederek bir hüküm vermekle mükellef olan kimsedir.  Halbuki

hakem-bilirkişi bir hukuki meselenin halli kendisine bağlı bulunduğu  vakıayı

tayin ve tespit etmekle vazifelendirilen kimsedir. Hakem-bilirkişiler  haklar

ve hukuki münasebetler üzerinde karar veremezler. Bunlar ancak bir  zararın

vukuunun miktarı, bir şeyin kıymetini, bir kusurun  mevcudiyetini

ihtisaslarına binaen tayin ve tespit  ederler.

Hakem-bilirkişilerin görevi, sadece kendilerine havale edilen hususu  tespite

münhasırdır. Hakem-bilirkişiler mesela sigortalı malın hasarını  tespit

ettikten sonra bu hasarı kimin ödeyeceğine karar  veremezler.

Hakem-bilirkişilerin yaptıkları iş sadece bir tespitten ibaret  olduğundan

kararlar doğrudan doğruya icra edilemez. Hakem-bilirkişilerin  kararları

temyiz edilemez.

TAHKİM SÖZLEŞMESİ: Tahkim sözleşmesi ile  taraflar, aralarındaki bir

uyuşmazlığın çözümlenmesi için tahkim yoluna, yani  hakeme başvurmayı

kararlaştırırlar.

Tahkim sözleşmesinin çeşitleri: 2  şekilde yapılması mümkündür.

1.müstakil bir sözleşme olarak: taraflar doğmuş  olan bir uyuşmazlığın

tahkim yolu ile çözümlenmesi için ayrı bir sözleşme  yapabilirler. Bu

sözleşmenin konusu münhasıran tahkimdir. (dar anlamda tahkim  sözleşmesi)

2.tahkim şartı: taraflar yaptıkları bir sözleşmeye bu sözleşmeden  doğacak

uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümleneceğini şart olarak  koyabilirler.

Burada tahkim, o sözleşmenin yalnız başına konusu olmayıp, o  sözleşmenin

yalnız bir şartını teşkil etmektedir.

Tarafların bir tahkim  sözleşmesi yapmak istediklerinin başka bir deyimle

aralarındaki uyuşmazlığın  tahkim yolu ile çözümlenmesini istediklerinin,

tahkim sözleşmesinde açıkça  belirtilmesi gerekir.

Tahkim sözleşmesinin şartları:

Yazılı şekil: tahkim  sözleşmesinin yazılı şekilde olması lazımdır. Yazılı

yapılmayan tahkim  sözleşmesi geçersizdir.

Konusu: tahkim sözleşmesi tarafların iradesine tabi  olan uyuşmazlıklar için

mümkündür. İki tarafın iradesine tabi olmayan,  tarafların dava konusu

üzerinde kabul veya sulh yolu ile serbestçe tasarruf  edemeyecekleri hallerde

tahkim mümkün değildir. Mesela boşanma ve ayrılık  davaları, iflas davalar ve

çekişmesiz yargı işleri için tahkim sözleşmesi  yapılamaz. Buna karşılık

taraflar aralarındaki uyuşmazlık üzerinde serbestçe  anlaşabiliyorlar ve bu

anlaşma bir mahkeme kararı olmaksızın geçerli ise  tahkim sözleşmesi caizdir.

Mesela alacak, menkul ve gayrimenkul mal davaları  hakkında tahkim sözleşmesi

yapılabilir.

Uyuşmazlık belirli olmalıdır:  ancak belirli bir uyuşmazlık hakkında tahkim

sözleşmesi yapılabilir. Taraflar  tahkim sözleşmesi yaparken hangi uyuşmazlık

hakkında bu sözleşmeyi  yaptıklarını bilmelidirler. “bundan sonra aramızda

çıkacak bütün  uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurulacaktır” şeklindeki

bir tahkim  sözleşmesi geçerli değildir.

Tahkim sözleşmesinin etkisi:

Taraflar tahkim  sözleşmesinin konusu olan uyuşmazlık hakkında dava açmak

isterlerse tahkim  yoluna gitmek zorundadırlar. Yani davayı

mahkemelerde değil, hakemlerde  açabilirler.

Ancak davacı tahkim sözleşmesine rağmen davasını mahkemede açmış  ise mahkeme

tahkim sözleşmesini kendiliğinden gözeterek görevsizlik kararı  veremez.

Mahkemenin tahkim sözleşmesini gözetebilmesi için davalının “davanın  tahkim

yolu ile çözümlenmesi gerekir” şeklinde bir tahkim itirazında  bulunmuş

olması gerekir. Davalının, esasa cevap verdikten veya esasa cevap  süresini

geçirdikten sonra yaptığı tahkim itirazı dinlenmez, mahkeme davaya  bakmaya

devam eder.

Davalı, esasa cevap süresi içinde tahkim itirazında  bulunursa mahkeme, dava

dilekçesini “ uyuşmazlığın çözümlenmesinin hakeme ait  olduğu” gerekçesiyle

reddeder. Bu ret kararı temyiz edilebilir. Davalı bu ret  kararının

kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde tahkim yoluna başvurursa,  bu halde

hakemlerde açılan dava mahkemede açılmış olan davanın devamıdır.  Davacı 10

gün içinde tahkim yoluna başvurmazsa davacının mahkemede açmış  olduğu dava

açılmamış sayılır. Ve dava açılması ile meydana gelen zamanaşımı  kesilmesi

hükümsüz hale gelir.

Bir uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenip  çözümlenmeyeceğine ilişkin

uyuşmazlık mahkeme tarafından  çözümlenir.

Hakemlerde açılan bir davaya karşı, davalı “ bu davanın mahkemede  açılması

gerektiği” hakkında hiç bir itirazda bulunmazsa, hakemler bakmakta  oldukları

davanın tahkim sözleşmesi kapsamına girmediğini kendiliğinden  gözeterek dava

açmaları için süre veremezler; davayı esastan inceleyip karara  bağlamak

zorundadırlar. Bu hal de yargıtay da, davaya hakemlerde  bakılamayacağı

gerekçesiyle hakem kararını bozamaz. Çünkü davalı bu hususta  bir itirazda

bulunmamakla, taraflar arasında o davanın da tahkim  sözleşmesinin kapsamına

girdiği hususunda zımni bir anlaşma meydana  gelmiştir.

HAKEM SÖZLEŞMESİ VE HAKEMLER

Hakem sözleşmesi taraflar ile  hakem arasında yapılan bir akittir. Bir

vekalet veya hizmet sözleşmesidir.  Hakem sözleşmesi yazılı şekle tabi

değildir.

Hakemler mahkeme tarafından  seçilse bile taraflar ile hakem arasında bir

hakem sözleşmesi yapılmış  sayılır.

Hiç kimse hakemliği kabul zorunda değildir. Sözleşme hakemin kabulü  ile

meydana gelir. Hakem, hakemliği kabul edince artık sözleşme  gereğince

hakemlik yapmak zorundadır. Hakemler, memurlar gibi cezai  sorumluluğa

tabidir.

Hakemler:

Hakem sözleşmesi ile iki taraf  arasındaki bir uyuşmazlığı çözümlemek

görevini üzerine alan kimseye hakem  denir. Hakem, kendisine açılan davanın

hakimidir. Hakimden farkı, hakemin bu  hususta hiç bir resmi sıfatının

bulunmaması ve tamamen tarafların iradesi ile  tayin edilmiş olmasıdır.

Fiil ehliyetine sahip her gerçek ve tüzel kişi hakem  tayin edebilir. Hakem

üçüncü kişi olmalıdır. Taraflar veya vekilleri hakem  olamazlar. Hakimler ve

savcılar hakem olamaz. Avukatlar ve noterler hakemlik  yapabilir.

Hakemlerin seçimi:

–hakem tahkim sözleşmesinde ismen  gösterilmiştir. Bu kimse hakemliği kabul

etmez istifa eder veya ölürse tahkim  sözleşmesi hükümsüz kalır. Davanın

mahkemede açılması gerekir. Tahkim  sözleşmesinde birden fazla hakem ismen

gösterilmiş olup da, bunlardan biri  hakemliği kabul etmez istifa eder veya

ölürse tahkim sözleşmesi gene hükümsüz  kalır.

–hakem sözleşmesinde hakemlerin taraflarca seçileceği  kararlaştıralabilir.

Taraflar arasında eşitliğe uyulması gerekir. Ekseriya  tarafların birer hakem

seçecekleri kararlaştırılır. Bu halde dava açmak  isteyen taraf kendi

hakemini tayin ederek, karşı tarafa hakemini tayin emesi  için 7 günlük bir

süre verir. Karşı taraf bu yedi gün içinde hakemini tayin  edip bildirmezse,

onun hakemi mahkeme tarafından seçilir. Karşı taraf 7 gün  içinde hakemini

tayin etmezse artık bu hakkı düşer.

–tahkim sözleşmesinde  hakemin kimin tarafından seçileceğine ilişkin bir

açıklık yoksa, hakemler,  davaya bakmaya yetkili ve görevli olan mahkeme

tarafından seçilir. Tahkim  sözleşmesinde hakemlerin adedi hakkında bir

açıklık yoksa, mahkeme 3 hakem  seçer.

–tahkim sözleşmesi ile hakemlerin seçimi bir üçüncü kişiye bırakılmış  ise,

hakemler bu üçüncü kişi tarafından seçilir. Bu üçüncü kişinin  hakem

seçiminden kaçınması veya ölmesi halinde tahkim sözleşmesi hükümsüz  kalır.

Hakemler nasıl seçilirse seçilsin ancak iki tarafın  muvafakatıyla

azlolunabilir. Hakemlerden biri ret veya istifa nedeniyle  ayrılırsa yerine

bir başkası seçilir.
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder