TAHKİM
Hakkına tecavüz edilen kişinin (davacının), hakkının tanınması için, ancak
devletin mahkemelerine başvurabilir. Bunun tek istisnası tahkim
müessesesidir.
Bir hak üzerinde uyuşmazlığa düşmüş olan iki tarafın anlaşarak, bu
uyuşmazlığın çözümlenmesini özel kişilere bırakmalarına ve uyuşmazlığın bu
özel kişiler tarafından incelenip karara bağlanmasına tahkim denir.
Uyuşmazlığın çözümlenmesi kendilerine bırakılan bu özel kişilere de hakem
denir. Hakemler o uyuşmazlık bakımından sanki mahkeme olmuştur. Hakemlere,
hakem mahkemesi de denir.
İhtiyari tahkim: Burada taraflar bir davanın çözümlenmesi için hakeme
başvurmaya mecbur değildirler. Dava normal olarak mahkemelerde görülür.
Ancak taraflar anlaşarak bir davayı tayin edecekleri hakemlere
götürebilirler.
Mecburi tahkim: bazı hallerde bir uyuşmazlığın çözümlenmesi için hakeme
başvurmak mecburidir. Taraflar devlet mahkemelerinde dava açamazlar.
Tahkim sadece, çekişmeli yargıya giren hukuk uyuşmazlıkları hakkında
mümkündür. Cezai veya idari yargıda tahkim caiz değildir.
İhtiyari tahkim sözleşmeye dayanır. Buda başlıca iki ayrı sözleşmeden
ibarettir.
1.tahkim sözleşmesi: bununla taraflar aralarındaki bir uyuşmazlığın
çözümlenmesi için tahkim yoluna yani hekeme başvurmayı kararlaştırırlar. Bu
sözleşmenin tarafları bizzat uyuşmazlığın taraflarıdır.
2.hakem sözleşmesi: bu sözleşme, taraflar ile hakemler arasında yapılır.
Bununla taraflar aralarındaki uyuşmazlığın hakemlerce çözümlenmesini teklif,
hakemler de hakem olarak o uyuşmazlığa bakmayı kabul ederler.
Hakem-bilirkişiler, hakemlerden tamamen farklı kişilerdir. Hakem tıpkı hakim
gibi vakıaları kanun veya tarafların kararlaştırdıkları norm çerçevesinde
icra ederek bir hüküm vermekle mükellef olan kimsedir. Halbuki
hakem-bilirkişi bir hukuki meselenin halli kendisine bağlı bulunduğu vakıayı
tayin ve tespit etmekle vazifelendirilen kimsedir. Hakem-bilirkişiler haklar
ve hukuki münasebetler üzerinde karar veremezler. Bunlar ancak bir zararın
vukuunun miktarı, bir şeyin kıymetini, bir kusurun mevcudiyetini
ihtisaslarına binaen tayin ve tespit ederler.
Hakem-bilirkişilerin görevi, sadece kendilerine havale edilen hususu tespite
münhasırdır. Hakem-bilirkişiler mesela sigortalı malın hasarını tespit
ettikten sonra bu hasarı kimin ödeyeceğine karar veremezler.
Hakem-bilirkişilerin yaptıkları iş sadece bir tespitten ibaret olduğundan
kararlar doğrudan doğruya icra edilemez. Hakem-bilirkişilerin kararları
temyiz edilemez.
TAHKİM SÖZLEŞMESİ: Tahkim sözleşmesi ile taraflar, aralarındaki bir
uyuşmazlığın çözümlenmesi için tahkim yoluna, yani hakeme başvurmayı
kararlaştırırlar.
Tahkim sözleşmesinin çeşitleri: 2 şekilde yapılması mümkündür.
1.müstakil bir sözleşme olarak: taraflar doğmuş olan bir uyuşmazlığın
tahkim yolu ile çözümlenmesi için ayrı bir sözleşme yapabilirler. Bu
sözleşmenin konusu münhasıran tahkimdir. (dar anlamda tahkim sözleşmesi)
2.tahkim şartı: taraflar yaptıkları bir sözleşmeye bu sözleşmeden doğacak
uyuşmazlıkların tahkim yolu ile çözümleneceğini şart olarak koyabilirler.
Burada tahkim, o sözleşmenin yalnız başına konusu olmayıp, o sözleşmenin
yalnız bir şartını teşkil etmektedir.
Tarafların bir tahkim sözleşmesi yapmak istediklerinin başka bir deyimle
aralarındaki uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenmesini istediklerinin,
tahkim sözleşmesinde açıkça belirtilmesi gerekir.
Tahkim sözleşmesinin şartları:
Yazılı şekil: tahkim sözleşmesinin yazılı şekilde olması lazımdır. Yazılı
yapılmayan tahkim sözleşmesi geçersizdir.
Konusu: tahkim sözleşmesi tarafların iradesine tabi olan uyuşmazlıklar için
mümkündür. İki tarafın iradesine tabi olmayan, tarafların dava konusu
üzerinde kabul veya sulh yolu ile serbestçe tasarruf edemeyecekleri hallerde
tahkim mümkün değildir. Mesela boşanma ve ayrılık davaları, iflas davalar ve
çekişmesiz yargı işleri için tahkim sözleşmesi yapılamaz. Buna karşılık
taraflar aralarındaki uyuşmazlık üzerinde serbestçe anlaşabiliyorlar ve bu
anlaşma bir mahkeme kararı olmaksızın geçerli ise tahkim sözleşmesi caizdir.
Mesela alacak, menkul ve gayrimenkul mal davaları hakkında tahkim sözleşmesi
yapılabilir.
Uyuşmazlık belirli olmalıdır: ancak belirli bir uyuşmazlık hakkında tahkim
sözleşmesi yapılabilir. Taraflar tahkim sözleşmesi yaparken hangi uyuşmazlık
hakkında bu sözleşmeyi yaptıklarını bilmelidirler. “bundan sonra aramızda
çıkacak bütün uyuşmazlıklarda tahkim yoluna başvurulacaktır” şeklindeki
bir tahkim sözleşmesi geçerli değildir.
Tahkim sözleşmesinin etkisi:
Taraflar tahkim sözleşmesinin konusu olan uyuşmazlık hakkında dava açmak
isterlerse tahkim yoluna gitmek zorundadırlar. Yani davayı
mahkemelerde değil, hakemlerde açabilirler.
Ancak davacı tahkim sözleşmesine rağmen davasını mahkemede açmış ise mahkeme
tahkim sözleşmesini kendiliğinden gözeterek görevsizlik kararı veremez.
Mahkemenin tahkim sözleşmesini gözetebilmesi için davalının “davanın tahkim
yolu ile çözümlenmesi gerekir” şeklinde bir tahkim itirazında bulunmuş
olması gerekir. Davalının, esasa cevap verdikten veya esasa cevap süresini
geçirdikten sonra yaptığı tahkim itirazı dinlenmez, mahkeme davaya bakmaya
devam eder.
Davalı, esasa cevap süresi içinde tahkim itirazında bulunursa mahkeme, dava
dilekçesini “ uyuşmazlığın çözümlenmesinin hakeme ait olduğu” gerekçesiyle
reddeder. Bu ret kararı temyiz edilebilir. Davalı bu ret kararının
kesinleşmesinden itibaren 10 gün içinde tahkim yoluna başvurursa, bu halde
hakemlerde açılan dava mahkemede açılmış olan davanın devamıdır. Davacı 10
gün içinde tahkim yoluna başvurmazsa davacının mahkemede açmış olduğu dava
açılmamış sayılır. Ve dava açılması ile meydana gelen zamanaşımı kesilmesi
hükümsüz hale gelir.
Bir uyuşmazlığın tahkim yolu ile çözümlenip çözümlenmeyeceğine ilişkin
uyuşmazlık mahkeme tarafından çözümlenir.
Hakemlerde açılan bir davaya karşı, davalı “ bu davanın mahkemede açılması
gerektiği” hakkında hiç bir itirazda bulunmazsa, hakemler bakmakta oldukları
davanın tahkim sözleşmesi kapsamına girmediğini kendiliğinden gözeterek dava
açmaları için süre veremezler; davayı esastan inceleyip karara bağlamak
zorundadırlar. Bu hal de yargıtay da, davaya hakemlerde bakılamayacağı
gerekçesiyle hakem kararını bozamaz. Çünkü davalı bu hususta bir itirazda
bulunmamakla, taraflar arasında o davanın da tahkim sözleşmesinin kapsamına
girdiği hususunda zımni bir anlaşma meydana gelmiştir.
HAKEM SÖZLEŞMESİ VE HAKEMLER
Hakem sözleşmesi taraflar ile hakem arasında yapılan bir akittir. Bir
vekalet veya hizmet sözleşmesidir. Hakem sözleşmesi yazılı şekle tabi
değildir.
Hakemler mahkeme tarafından seçilse bile taraflar ile hakem arasında bir
hakem sözleşmesi yapılmış sayılır.
Hiç kimse hakemliği kabul zorunda değildir. Sözleşme hakemin kabulü ile
meydana gelir. Hakem, hakemliği kabul edince artık sözleşme gereğince
hakemlik yapmak zorundadır. Hakemler, memurlar gibi cezai sorumluluğa
tabidir.
Hakemler:
Hakem sözleşmesi ile iki taraf arasındaki bir uyuşmazlığı çözümlemek
görevini üzerine alan kimseye hakem denir. Hakem, kendisine açılan davanın
hakimidir. Hakimden farkı, hakemin bu hususta hiç bir resmi sıfatının
bulunmaması ve tamamen tarafların iradesi ile tayin edilmiş olmasıdır.
Fiil ehliyetine sahip her gerçek ve tüzel kişi hakem tayin edebilir. Hakem
üçüncü kişi olmalıdır. Taraflar veya vekilleri hakem olamazlar. Hakimler ve
savcılar hakem olamaz. Avukatlar ve noterler hakemlik yapabilir.
Hakemlerin seçimi:
–hakem tahkim sözleşmesinde ismen gösterilmiştir. Bu kimse hakemliği kabul
etmez istifa eder veya ölürse tahkim sözleşmesi hükümsüz kalır. Davanın
mahkemede açılması gerekir. Tahkim sözleşmesinde birden fazla hakem ismen
gösterilmiş olup da, bunlardan biri hakemliği kabul etmez istifa eder veya
ölürse tahkim sözleşmesi gene hükümsüz kalır.
–hakem sözleşmesinde hakemlerin taraflarca seçileceği kararlaştıralabilir.
Taraflar arasında eşitliğe uyulması gerekir. Ekseriya tarafların birer hakem
seçecekleri kararlaştırılır. Bu halde dava açmak isteyen taraf kendi
hakemini tayin ederek, karşı tarafa hakemini tayin emesi için 7 günlük bir
süre verir. Karşı taraf bu yedi gün içinde hakemini tayin edip bildirmezse,
onun hakemi mahkeme tarafından seçilir. Karşı taraf 7 gün içinde hakemini
tayin etmezse artık bu hakkı düşer.
–tahkim sözleşmesinde hakemin kimin tarafından seçileceğine ilişkin bir
açıklık yoksa, hakemler, davaya bakmaya yetkili ve görevli olan mahkeme
tarafından seçilir. Tahkim sözleşmesinde hakemlerin adedi hakkında bir
açıklık yoksa, mahkeme 3 hakem seçer.
–tahkim sözleşmesi ile hakemlerin seçimi bir üçüncü kişiye bırakılmış ise,
hakemler bu üçüncü kişi tarafından seçilir. Bu üçüncü kişinin hakem
seçiminden kaçınması veya ölmesi halinde tahkim sözleşmesi hükümsüz kalır.
Hakemler nasıl seçilirse seçilsin ancak iki tarafın muvafakatıyla
azlolunabilir. Hakemlerden biri ret veya istifa nedeniyle ayrılırsa yerine
bir başkası seçilir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder