13 Şubat 2014 Perşembe

İstinaf Kanun Yolu (Bölge Adliye Mahkemeleri)

26.09.2004 tarihli ve 5235 sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri İle Bölge  Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev Ve Yetkileri Hakkında Kanun'a  göre:
 
 

Madde 25- Bölge adliye mahkemeleri, bölgelerin coğrafi  durumları ve iş yoğunluğu göz önünde tutularak belirlenen yerlerde, Hâkimler ve  Savcılar Yüksek Kurulunun olumlu görüşü alınarak Adalet Bakanlığınca  kurulur.

Bölge adliye mahkemelerinin yargı çevrelerinin belirlenmesine,  değiştirilmesine veya bu mahkemelerin kaldırılmasına Adalet Bakanlığının önerisi  üzerine Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca karar verilir.

Birinci ve  ikinci fıkra gereğince alınacak kararlar, Resmî Gazetede  yayımlanır.
 

Geçici Madde 2- Adalet Bakanlığı, bu Kanunun yürürlüğe  girdiği tarihten itibaren en geç iki yıl içinde 25 inci maddede öngörülen bölge  adliye mahkemelerini kurar. Bölge adliye mahkemelerinin kuruluşları, yargı  çevreleri ve tüm yurtta göreve başlayacakları tarih, Resmî Gazetede ilân  edilir.

Bölge adliye mahkemeleri göreve başlamadan önce Hâkimler ve Savcılar  Yüksek Kurulunca bu mahkemelerin başkanları, daire başkanları ve üyeleri ile  Cumhuriyet başsavcısı ve savcılarının atamaları yapılır. Bölge adliye  mahkemelerinde görev yapacak diğer personelin atamaları da aynı süre içinde  yapılır.
 
 

Madde 55- Bu Kanun 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe  girer.
 
 

Her ne kadar 55. maddede knunun yürürlük tarihi 1 Haziran 2005  olarak saptanmış ise de, bölge adliye mahkemeleri kurulana kadar, HUMK'un temyiz  ve karar düzeltmeye ilişkin hükümleri uygulanmaya devam edecektir.
 

Hukuk  Usulü Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun (5236s.k.,  K.Tarihi: 26/09/2004) ile istinaf yolu da hükme karşı gidilebilecek kanun  yolları arasında yerini aldı. 5236 sayılı yasa HMUK’un birçok maddesini ya  olduğu gibi değiştirdi, ya da yeni hükümler ekledi. Buna göre;
 

1- Yetkili  mahkemenin bir davaya bakmasına fiilî veya hukukî bir engel çıktığı veya iki  mahkemenin yargısal sınırları kapsamının belirlenmesinde tereddüt edildiği  takdirde, yetkili mahkemenin tayininde, ilk derece mahkemeleri için bölge adliye  mahkemelerine, bölge adliye mahkemeleri için Yargıtay’a başvurulur. İki  mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri  kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya  yetkili mahkeme ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca  belirlenir. Bölge adliye mahkemesince veya Yargıtay’ca verilen merci tayini  kararları ile kanun yolu incelemesi sonucunda kesinleşen göreve veya yetkiye  ilişkin kararlar, davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar. (5236 s.k.  m.1)
 

2- Hâkimin reddi istemi ilk derece mahkemesinin bu kararlarına karşı  istinaf yoluna, bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinin başkan ve üyeleri  hakkındaki kararlarına karşı da temyiz yoluna ancak hükümle birlikte  başvurulabilir (5236 s.k. m.4,5,6,7,8)
 

3- Aynı mahkemede görülmekte olan  davalar yönünden verilen birleştirme ve ayırma hususundaki ilk derece mahkemesi  kararları hakkında istinaf yoluna; bölge adliye mahkemesi kararları hakkında ise  temyiz yoluna; ancak hükümle birlikte gidilebilir. Şu kadar ki, bu husus tek  başına; bölge adliye mahkemesinde hükmün kaldırılarak esastan incelenmesi,  Yargıtay da bozma sebebi teşkil etmez. (5236 s.k.m.9)
 

4-İlk derece  mahkemeleri veya bölge adliye mahkemelerine yapılacak eski hâle getirme  istemleri, hadiseler hakkındaki usule, Yargıtay’da ileri sürülecek eski hâle  getirme istemleri, temyiz usulüne göre yapılır ve incelenir. (5236 s.k.  m.11)
 

5- İlk derece mahkemelerinden verilen nihaî kararlara karşı istinaf  yoluna başvurulabilir. Miktar veya değeri bin lirayı geçmeyen malvarlığı  davalarına ilişkin kararlar kesindir. Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması  durumunda bin liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir.  Alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl isteminin kabul  edilmeyen bölümü bin lirayı geçmeyen taraf, istinaf yoluna başvuramaz. İlk  derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında  Yargıtay’a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin  görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihaî kararlarına karşı bölge adliye  mahkemelerine başvurulabilir. (5236 s.k. m.15)
 

6- İstinaf yoluna  başvurma, dilekçeyle yapılır ve dilekçeye karşı tarafın sayısı kadar örnek  eklenir. İstinaf dilekçesinde; başvuran ile karşı tarafın davadaki sıfatları,  adı, soyadı ve adresleri, varsa yasal temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve  adresleri, kararın hangi mahkemeden verilmiş olduğu ve tarihi ile sayısı,  kararın başvurana tebliğ edildiği tarih, kararın özeti, başvuru sebepleri ve  gerekçesi, istem sonucu, başvuranın veya varsa yasal temsilci yahut vekilinin  imzası bulunur. İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan  kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar  bulunmasa bile reddolunmayıp, inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen  sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine  aykırılık gördüğü takdirde bunu re'sen gözetir. (5236 s.k. m.15)
 

7-  İstinaf yoluna başvuru süresi on beş gün, 8.1.1943 tarihli ve 4353 sayılı Kanuna  tabi kamu kurumları hakkında otuz gündür. Bu süre, ilâmın usulen taraflardan her  birine tebliğiyle işlemeye başlar. İstinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel  kanun hükümleri saklıdır. (5236 s.k. m.15)
 

8- İstinaf dilekçesi, yasal  süre geçtikten sonra verilir veya kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı  veren mahkeme istinaf dilekçesinin reddine karar verir ve yatırılan giderden  karşılanmak suretiyle ret kararını kendiliğinden ilgiliye tebliğ eder.Bu ret  kararına karşı tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde istinaf yoluna  başvurulabilir. İstinaf yoluna başvurulduğu ve gerekli giderler de yatırıldığı  takdirde dosya, kararı veren mahkemece yetkili bölge adliye mahkemesine  gönderilir. Bölge adliye mahkemesi ilgili dairesi istinaf dilekçesinin reddine  ilişkin kararı yerinde görmezse, ilk istinaf dilekçesine göre gerekli incelemeyi  yapar. (5236 s.k. m.15)
 

9- İstinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen  taraf, başvurma hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile,  vereceği cevap dilekçesi ile istinaf yoluna başvurabilir. İstinaf yoluna asıl  başvuran taraf, buna karşı onbeş gün içinde cevap verebilir. İstinaf yoluna  başvuran, bu isteminden feragat eder veya istemi bölge adliye mahkemesi  tarafından esasa girilmeden reddedilirse, katılma yolu ile başvuranın istemi de  reddedilir. (5236 s.k. m.15)
 

10- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince  dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece  yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu, başvurunun süresi içinde yapılmadığı,  başvuru şartlarının yerine getirilmediği, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin  hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle gerekli karar  verilir. Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır. (5236 s.k.  m.15)
 

11- Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşılık dava  açılamaz, davaya katılma isteminde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 45 inci  maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi  istenemez, bölge adliye mahkemesince re'sen göz önünde tutulacaklar dışında, ilk  derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni  delillere dayanılamaz. Bölge adliye mahkemeleri için yetki sözleşmesi yapılamaz.  İlk derece mahkemesinde usulüne uygun olarak gösterildiği hâlde incelenmeden  reddedilen veya mücbir bir sebeple gösterilmesine olanak bulunmayan deliller  bölge adliye mahkemesince incelenebilir. (5236 s.k. m.15)
 

12- Bölge İdare  Mahkemelerini vereceği kararlarda; kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk  dairesi ile başkan, üyeler ve tutanak kâtibinin ad ve soyadları, sicil  numaraları, tarafların ve davaya ilk derece mahkemesinde katılanların kimlikleri  ile varsa yasal temsilci ve vekillerinin adı, soyadı ve adresleri, tarafların  iddia ve savunmalarının özeti, ilk derece mahkemesi kararının özeti, ileri  sürülen istinaf sebepleri, taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan veya olmayan  hususlarla bunlara ilişkin delillerin tartışması, ret ve üstün tutma sebepleri,  sabit görülen olaylarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukukî sebep, hüküm sonucu  ile varsa kanun yolu ve süresi, kararın verildiği tarih, başkan ve üyeler ile  tutanak kâtibinin imzaları, hüküm sonucu kısmında ise gerekçeye ait herhangi bir  söz tekrar edilmeksizin, istem sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle  taraflara yüklenen borç veya tanınan hakların, tereddüde yer vermeyecek şekilde  açıkça gösterilmesi gereklidir. (5236 s.k. m.15)
 

13- Bölge Adliye  Mahkemelerinin vereceği kararların bir kısmı kesindir. Kanun yolu kapalıdır.  Temyiz edilemez. Bunlar a)Kat Mülkiyeti Kanunundan doğup gayrimenkulün aynına  ilişkin olan davalar hariç olmak üzere, miktar veya değeri beş bin lirayı  geçmeyen davalara ilişkin kararlar. b) Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiği  belirtilen davalarla ilgili kararlar. c)Yargı çevresi içinde bulunan ilk derece  mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek için verilen  kararlar ile merci tayinine ilişkin kararlar. d)Çekişmesiz yargı işlerinde  verilen kararlar. e)İrs ve soy bağına ilişkin sonuçlar doğuran davalar hariç  olmak üzere, nüfus kayıtlarının düzeltilmesine ilişkin davalarla ilgili  kararlar. f)Yargı çevresi içindeki ilk derece mahkemeleri hâkimlerinin davayı  görmeye hukukî veya fiilî engellerinin çıkması hâlinde, davanın o yargı çevresi  içindeki başka bir mahkemeye nakline ilişkin kararlar (5236 s.k.  m.15).
 
 
 
 
 

Getirilen yeni düzenlemeler ile Yargı Mekanizması  yeni bir çehre kazanmıştır. Bu kanuni düzenlemeler ile varılmak istenen sonuç,  ilk derece mahkemeleri ile Yargıtay arasında bir kurum oluşturarak Yargıtay’ın  iş yükünü azaltmak ve tam anlamıyla adil sonuçlara ulaşmaktır. Yargıtay’ın iş  yükünü azaltmak, ilk derece mahkemelerindeki küçük çaptaki uyuşmazlıkların  çözümünü Yargıtay’a bırakmamaktır. Böylece Yargıtay’ın ‘İçtihat Kurumu’ olma  durumu pekişecektir. Nitekim bugün birçok ülkede ‘istinaf’ kurumu vardır. Böyle  bir müessesini kurulması Adil Yargılamanın gereklerinden sayılabilir. İstinaf  kanun yolu hukuk devletinin gereğidir. İstinafın kabulü ile yargılama biraz daha  uzun sürebilir, bu, yargılamanın makul sürede tamamlanması açısından bir sorun  yaratmaz. Ancak bunun yanında, Avukatlık mesleği içinde değişiklik yaparak  zorunlu avukatlık kurumunun getirilmesi gerekir. Her derece mahkemesinde görev  görecek avukatlar konusunda sınırlamaların yapılması ve İstinaf Mahkemelerinin  geniş bir inceleme alanı içerisinde yer alması sağlanmalıdır.
     

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder