13 Şubat 2014 Perşembe

Yurt Dışında Evlenenlerin Boşanma İşlemleri Nasıl Olur

Yurt Dışında Evlenenlerin Boşanma İşlemleri Nasıl Olur
 
 
 Yurt dışında evlendiniz ya da boşandınız Ne yapmalısınız?
 
Yurt  dışında evlendiniz veya boşandınız ve/ veya çocuğunuzun  velayetini  yurt dışındaki bir yabancı mahkeme kararı ile aldınız. Bu  kararların  Türkiye’de hukuken geçerli hale gelmesi için neler yapmanız  gerekiyor?
 
  2675 Sayılı Milletler Arası Özel Hukuk ve Usul Kurallarına (MÖHUK’a)  göre yabancı mahkemelerden hukuk davalarına ilişkin olarak  verilmiş ve o  ülke kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan mahkeme  kararlarının  Türkiye’de uygulanabilmesi-icra edilebilmesi (TENFİZ) veya  sadece  tanınması (TANIMA) için yasal bakımdan neler yapılması ve hangi   davaların açılması gerektiğini sırasıyla açıklayacağım. Tanıma ve  tenfiz  davalarına geçmeden önce evlilik aşaması ile ilgili de bilgi  vermek  istiyorum:
 
 Yabancı ülkede evlendiğinizde ne yapmalısınız?
 Yabancı ülkelerde yabancı uyruklu eşlerle yapılan evlilikler ve sonrasındaki boşanma kararları bazen konsolosluklara bildirilmemektedir.
 
 
 
 Bu  uygulamanın nedeni ise; kayıtlarda evlilik gözükmedigi için daha  sonra  yeniden evlenmek istenildiğinde, rahatlıkla evlilikle ilgili   belgelerin alınabileceği düşüncesinden kaynaklanmaktadır. Oysa, kanuna   karşı hile ve yasaya aykırı bir davranış olan bu durum kişiyi ileride   daha büyük bir sıkıntıya sokacaktır. Evliliğin ve buna bağlı olarak   boşanma kararının bildirilmemesi, o boşanma kararının Türk hukuku   açısından yok hükmünde olması sonucunu ve sorunları beraberinde   getirecektir.
 
 
 Türk  Hukuku’nda biriyle evliyken ikinci bir evlilik mümkün  olmadığından  daha sonra yapılacak evlilik de hukuken geçersiz olacaktır.  İlk  evliliğin kayıtlara geçmemiş olması bu durumu ortadan  kaldırmayacaktır.  Alınacak belgelerle ikinci evlilik gerçekleştirilse  bile sonradan  durumun anlasılması halinde bu sonraki evlilik hukuken  sonuç  doğurmayacaktır. Hukuken geçersiz bir evlilik olan sonraki evlilik   ilişkisiyle ilgili hakların kullanılmasında da çok ciddi sıkıntılar   yaşanacaktır. Bu nedenle yasalara uygun davranmaya dikkat edilmesi ve   konsolosluk vasıtasıyla evliliğin nüfus müdürlüğüne bildirilmesi   sağlanmalıdır. Aksi halde yaşayacağınız tüm zorlukların ve hak   kayıplarının yanı sıra, bu yasal yükümlülüğün yerine getirilmemesi   nedeniyle ayrıca para cezası uygulanacağını da bilmelisiniz.  Yabancı   ülkede boşanma durumunda ise, ayrıca Türkiye’de (aşağıda izah edilecek   olan) boşanmanın tenfizi davasının açılması gerekecektir.
 
 Tenfiz (Yabancı mahkeme kararının ülkemizde de icra edilebilirliliği) davası nedir?
 Yabancı  mahkemelerce verilmiş kararların ülkemizde geçerli olabilmesi  için  yetkili Türk Mahkemesi’nde tenfiz davası açılması ve bu mahkeme   tarafından tenfiz (ülkemizde uygulanabilme) kararı verilmesine bağlı   olacaktır.
 
 Tanıma (Yabancı mahkeme kararının ülkemizde de delil, belge olarak kullanılabilmesi) davası nedir?
 Amaç;  yabancı mahkeme kararının Türkiye’de icra edilmesi yerine  getirilmesi  değil sadece bu kararların ülkemizde geçerli şekilde başka  olaylarda/  başka davalarda kesin delil veya kesin hüküm olarak  kullanılması, yararlanılması olduğunda açılan davadır.
 Tenfiz davası aynı zamanda kararın tanınmasını da sağladığı için likle tercih edilen dava türü, tenfiz davasıdır.
 
 
 Tenfiz davası nasıl açılır?
 Tenfiz  davaları mutlaka davalıya yapılacak usulüne uygun davetiye ile   birlikte açılacaktır. Davada duruşma yapılarak görülecek, evrak   üzerinden karar verilmeyecektir. Bu davaların hasımsız dava niteliğinde   açılması mümkün değildir. Dava basit usule tabi olup, adli tatilde de   görülebilir. Davacının Türkiye’de ikametgahı yoksa teminat göstermesi   gerekecektir. Teminat miktarını hakim takdir eder. Ancak kararın   verildiği yabancı ülke ile Türkiye arasında karşılıklılık anlaşması var   ve bu anlaşmada bu konuda (teminat konusunda) muafiyet varsa teminat   şartı aranmayacaktır. Nitekim, Türkiye’nin birçok Avrupa ülkesi ile   karşılıklık anlaşmaları mevcuttur ve açılan davalarda teminat şartı   aranmamaktadır. Yetkili mahkeme davalının ikametgahı; Türkiye’de   ikametgahı yoksa sakin olduğu yer mahkemesi, bu da yoksa “Ankara,   İstanbul, İzmir” mahkemeleridir. Ancak bu tür davalarda yetki kamu   düzenine ilişkin olmadığından, eğer karşı taraf yetki itirazında   bulunmayacak  ise dava Türkiye’nin her yerinden açılabilmektedir.
 
 Davayı açmak için zaman aşımı süresi nedir?
 Boşanma  davalarının tenfizi talepleri 10 yıllık zaman aşımı süresine  tabidir.  10 yıllık süre geçirildikten sonra açılan davada davalı taraf  itiraz  ederse dava bu nedenle red edilir. Ancak, davalı taraf zaman  aşımının  dolmuş olduğu itirazında bulunmaz ise  hakim zamanaşımı  süresini  kendiliğinden dikkate almaz ve davayı görür.
 
 Dava dilekçesine neler eklenmelidir?
 Tenfiz  dilekçesine, yabancı mahkeme kararının ve kararın  kesinleştiğini  gösterir yazı, şerh (açıklama) veya belgenin o ülke  makamlarınca usulen  onanmış aslı (APOSTİL ŞERHİ)  ve konsoloslukça veya  noterce onaylı  tercümesi eklenecektir.Açtığınız davanın görülebilmesi bu   belgelerinizin tam olmasına bağlıdır. Türkiye’deki mahkemenin yabancı   mahkeme kararının fotokopisiyle yetinerek tanıma veya tenfiz kararı   verilmesi mümkün değildir.
 
 Mahkemenin tenfiz kararı vermesi için şartlar nelerdir?
 1.  Türkiye Cumhuriyeti ile kararın verildiği devlet  arasında  karşılıklılık esasına dayanan anlaşma yahut o devlette Türk   mahkemelerinden verilmiş kararların tenfizini mümkün kılan bir kanun   hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması,
 2. İlamın Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş olması,
 3.  Hükmün kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması,  yer kanunları  uyarınca, kendisine karşı tenfiz istenen kişinin hükmü  veren mahkemeye  usulüne uygun bir şekilde çağrılmamış veya mahkemede  temsil edilmemiş  yahut bu kanunlara aykırı bir şekilde gıyapta hüküm  verilmiş ve bu  kişinin yukarıdaki hususlardan birine dayanarak tenfiz  istemine karşı  Türk mahkemesine itiraz etmemiş olması,
 4.  Türkler’in kişi hallerine ilişkin yabancı kararda  Türk kanunlar  ihtilafı kuralları gereğince yetkili kılınan hukukun  uygulanmamış ve  Türk vatandaşı olan davalının tenfize bu yönden itiraz  etmemiş olması.
 4.maddede  belirtilen durum boşanma davalarında sıklıkla  yaşanmaktadır. Şöyle ki;  Tarafların her ikisi de Türk ise, yabancı  mahkeme Türk hukukunu  uygular. Bazen tarafları Türk olan, yabancı  mahkemelerce verilmiş  boşanma kararlarında Türk hukukunun  uygulanmadığı,mahkemenin bulunduğu  yabancı ülkenin hukukuna göre boşanma  kararı verildiği de olmaktadır.  Böyle bir durumda, davalı taraf açılan  tenfiz davasına bu nedenle  itiraz ederse hakim tenfiz kararı  vermeyecektir. Davalı taraf bu konuda  bir itirazda bulunmaz ise, ve  yabancı mahkenin kararı açıkça Türk kamu  düzenine aykırı da değilse  tenfiz kararı verilebilecektir. Böylece,  yabancı bir mahkeme kararının  kesin hüküm kuvveti Türkiye’ye de  de  geçerli bir hale gelecektir.
 
 Uygulama da karşınıza sorun olarak çıkabilecek ve dikkat etmeniz gereken sair hususlar şunlardır:
 
 * Tenfizi  talep edilecek kararın niteliği:  Tenfizi   talep edilecek karar kilise, belediye, valilik gibi mahkeme  sıfatı  olmayan idari birimlerce değil  “MAHKEME” tarafından verilmiş  bir karar  olmalıdır. Aksi halde bu kararların Türkiye’de tanınması veya  tenfizi  mümkün olamayacaktır.
 
 * Vekaletname konusu:  Yabancı uyruklu şahıslardan   veya Türk uyruklu olup da yabancı ülkede  ilticacı konumunda olanlar;  yabancı ülke noterlerine usulüne uygun  düzenletecekleri vekaletnameleri  Türkçe’ye tercüme edilmesi ve bu  tercümenin de konsolosluk veya  Türkiye’de noterler tarafından  onaylanması suretiyle geçerli bir  vekaletname verebileceklerdir.
 
 * Tebigat konusu:  Bu davada yurt dışına tebligatler  ancak bu konuda yetkilendirdiğiniz  uzman avukatınızın  gerçekleştirebileceği içerikte özel prosedür ve  sürelerin yer aladığı  işlemlerden meydana gelir.
 
 
 Kısa  bir bilgi verecek olursak; uygulamada yurt dışına tebligat iki   yöntemle yapılmaktadır. Birincisi, Adalet Bakanlığı’nın yabancı   memleketlere gönderilecek tebliğ evrakı ve masrafı ile kendilerine   tebligat yapılamayacak şahıslara ilişkin 17.03.1980 tarihli tebliği ve   bu tebliğde değişiklik yapan tebliğlere göre tebligat işleminin   gerçekleştirilmesidir. Bu tebliğlerde  gerek ikili anlaşmalar gerekse   çok taraflı sözleşmelerle ilgili devlete tebligatın nasıl yapılması   gerektiği belirtilmiştir. Tebliğ evrakının gönderileceği devletlerle   memleketimiz arasında adlî yardım konusunda iki taraflı ve çok taraflı   sözleşme varsa çok taraflı sözleşme hükümleri, ancak iki taraflı   sözleşmede çok taraflı sözleşmeden ayrı ve özel bir hüküm varsa o   hususta ikili sözleşme, tereddüt halinde yine ikili sözleşme   uygulanacaktır.
 
 
 İkinci  tebliğ yöntemi, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu 25/a maddesine  göre siyasi  temsilcilik aracılığıyla tebliğ işleminin  gerçekleştirilmesidir.
 
 
 Av. Semra YENER
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder